Markalar, reklam, sanat eseri tasarımı, mağaza tasarımı, promosyonlar vb. tüm faaliyetleriyle ilgili kararlar alırlar. göründüğünden çok daha fazlasını düşünmek alıyor. Hatta bilirkişi kararları sonucunda ortaya çıkan çalışmalar, reklamlar ve diğer unsurlarla, algımızı yönetmekbizi istenen seçeneğe yönlendirirler.
Yapılan birçok araştırma sonucunda tüketicide istenilen algıyı oluşturacak ve satış oranını artıracak en doğru seçimler yapılmaya çalışılmaktadır. Bu yüzden hiçbir şey Bu bir tesadüf değil.
Bir mağazaya girdiğinizde gördüğünüz her detay makul bir algı oluşturacak şekilde seçilmiştir.
Marka mağazaları söz konusu olduğunda, sadece konum ve çekici iç tasarım önemlidir. daha fazla kararlarını dikkate alırlar. Tabeladan zemin ve duvar rengine, raf tipinden mağaza içi sisteme kadar aklınıza gelebilecek her detay ve daha fazlası markalar tarafından yaratılıyor. araştırma yaparakseçilir ve oluşturulur.
Raf düzeni, duvar ve zemin renkleri, aydınlatma, koridor ve alan genişliği gibi birçok öğe algıyı yönlendirmekseçildi.
Mağaza içindeki işlerin konumlandırılması bile algı yaratmak amacıyla yapılıyor.
Mağazanın içini bölümlere ayıran markalar, bir bölümde indirim ve fiyatı ön plana çıkarmaya çalışırken bir iki adım ötede. sanki farklı bir mağazadaymışsınız gibifiyat ve indirimin ön planda olmadığı parçalar oluşturabilirler.
Bunun nedeni ise marka bünyesinde bir alt marka yaratıp, o markanın “kaliteli” ya da “lüks” parçası olarak adlandırılmasıdır. Tüketici algısıyla oynamaya çalışıyor.
Kullanılacak renkler seçilirken temsil ettikleri anlamlar dikkate alınır.
Her bir renk tüketicilerde farklı bir algı oluşturmaktadır. Örneğin Kırmızı renk güçlü, heyecan verici, sıcak ve şehvetlidir.tespit ederken mavi renk havalı, sakin, saygın olarak algılanmaktadır. Mağazalarda renk seçimi, renklerin anlamına ve rengin kullanılacağı alana uygun olarak yapılır.
Örneğin süpermarketlerde amaç müşteriye ulaşmaktır. daha uzun süre içeride tutmak ve temiz bir algı oluşturmakBu nedenle beyaz ve bej gibi doğal renkler tercih edilir.
Markalar amaçlarına uygun kokular tasarlar.
Markalar, tüketicilerin mağazalarında daha fazla zaman geçirmesini istiyor. Bunu sağlamak için dikkate aldıkları bir diğer faktör ise koku.
Her iki marka tüketiciyi zayıflatmaközellikle pazarlık gücünü azaltacak ve mağazalarda uzun süre kalmasını sağlayacak kokuları seçiyor.
Araştırmalar her kokunun insanlarda farklı bir davranışa neden olduğunu gösteriyor.
Örneğin, vanilya ve tarçın kokusuİnsanların daha çok vakit geçirdikleri mekanlarda olduğu bilinmektedir.
Yapılan bir araştırmaya göre mis kokulu eserler tüketicilere %84 daha çekici geliyor.
Markalar hem işlerinde hem de mağazalarında kokunun gücünü kullanırlar. Örneğin Aber&Crombie Marka aynı zamanda sattığı ürünlere de parfüm sıkıyor. Tüketici bu sayede markanın eserlerini kokusundan ayırt edebiliyor.
Müzik ayrıca davranışlarımızı ve dolayısıyla satın alma tercihlerimizi de etkiler.
Araştırmalar, yavaş tempolu müziğin hareketleri yavaşlattığını, yüksek tempolu müziğin ise hareketleri hızlandırdığını bulmuştur.
Mağaza içi marka müşterileri daha fazla zaman geçirmek istiyorsa daha yavaş tempolu müzikHızlı girip çıkmalarını istiyorlarsa daha hızlı tempolu müzikleri tercih ediyorlar.
Bir araştırmaya göre caz müziği daha çok para harcamamızı sağlıyor.
Çalışmalar, farklı müzik türlerinin davranışlara nasıl yol açtığını araştırmıştır. Örneğin caz müziği daha çok para harcamamızı sağlarken klasik müzik lüks markalara yönelmemizi sağlıyor.
Mağazada sadece çalan müzikler değil, eserlerin seslerinin de algı üzerinde etkisi vardır.
Örneğin deodorant sürülürken çıkan ses aslında “Axe” firması tarafından üretiliyor. milyonlar harcamak oluşturuldu. araştırmalarda kadın ve erkeklerin farklı hertz değerleri vardırEtkilerinin hem erkek hem de kadın deodorantları üzerindeki etkilerinin tespit edilmesi sonucunda farklı hertz sesleri üreten eserler üretilmiştir.
Reklamların özellikle akşam saatlerinde verilmesinin nedeni, kişinin en savunmasız olduğu an olmasıdır.
Gün içinde reklam vermek çok daha ucuz olsa da markalar özellikle en yoğun saatlerde reklam veriyor. Akşam ve gece kuşağında verilen reklamlar en yorgun ve dinlenmiş oldukları zaman . Bu sebeple markalar daha kolay etkilenirBu nedenle, bu süre zarfında reklam vermeyi seçerler.
Netflix gibi markaların bazı bilindik yayınları uzun süre lisanslamamasının nedeni ise bir şeyleri kaçırma korkusu yaratmak.
Normalde yeni çıkan bir yayını uzun süre lisanslayabilen Netflix, bunu izleyicilerin erteleme davranışını kısıtlamak için yapıyor.
Her yayının sonsuza kadar orada olmayacağını bilen kişi, normalde daha erken ertelediği bir yayını her an kaldırılabileceği korkusuyla izlemeye başlar.
Markalar saydığımız diğer unsurları ve daha birçok unsuru ustaca kullanarak aslında algımızı hiç değiştirmiyor. bilmeden idare edebilirler. tüketiciler olarak aslında markalar karşısında çok savunmasız ve zayıfBu durumda olsak bile markaların bizim de istediğimizin bu olduğuna bizi ikna etmeyi başardığını söyleyebilir miyiz?
Kaynak:Araştırma Kapısı, DergiPark, Akademik Bağlantı
